İyisiyle kötüsüyle 2021’in sonuna gelmiş bulunmaktayız. Yine koronvirüs illeti bu sene de başımızdan ayrılmadı. Dolayısıyla işlerimiz de, okullarımız da, buluşmalarımız da iyice çevrim içi moda bağladı. Son zamanlarda vaka sayısının artmasını göz önüne alırsak #EvdeKal hashtag’ine uymanızı, kendinizi ve sevdiklerinizi korumanızı önemle rica ediyoruz. Geçtiğimiz seneyi de sevdiklerimizden fiziksel olarak sevdiklerimizden uzakta arkamızda bırakırken bunun son olması dileğiyle bu seneyi de böyle geçirelim. Tabii uzaktan da olsa yılbaşında sevdikleriyle eğlenmek herkesin hakkı (yılbaşını kutlamayanların bile!). Biz de sizler için eğlenmenizi sağlayacak oyunları derledik, klasikleşmiş oyunlardan tutun “editörün seçimi” adı altında gizli hazineler sunduk. Ayrıca bu günü yalnız geçirmek durumunda kalan arkadaşlarımızı da düşündük. Yılbaşında oynamalık oyunlar listemize göz atın, görmeyi istediğiniz oyunları da yorumlara belirtin.
Listeye başlamadan önce küçük bir uyarıda bulunmak isterim: Ne olursa olsun çevrim içi rekabetçi oyunlardan uzak durun! Tatsız sonuçların ardından arkadaşlarınız aşırı tepkiler verebilir. Bu yüzden biz de bu tarz oyunlar eklememeye çalıştık.
Toplu Oynayabileceğiniz Oyunlar:
1) Muhteşem Bir Aile Oyunu: Keep Talking and Nobody Explodes
Listeyi belirli bir sıraya göre oluşturmadım. Fakat yapsaydım birinci sırada yine Keep Talking and Nobody Explodes olurdu. Geçen sene ailemle geçirdiğim yılbaşı deneyiminden yola çıkarak eklediğim bu oyunun mantığı oldukça basit. En az iki kişi gerektiren oyunda bir oyuncu bilgisayar başında oyunu başlatıyor. Ayarladığınız seçenekler doğrultusunda oyun, size farklı modüller bulunduran bir bomba veriyor. Tabii ki bilgisayar başındaki oyuncu bu bombayı tek başına çözemiyor. Çünkü her modülün çözülme şekli farklı. İşte bu sırada devreye ikinci oyuncu giriyor. İkinci oyuncu, bombayı görmeden birinci oyuncuya yardım etmek zorunda. Nasıl yardım edeceği ise oyunun size sunduğu yönergelerde yazıyor. Bu yönergeleri isterseniz yazdırın isterseniz de farklı bir ekrandan okuyun.
Birinci oyuncu gözüne kestirdiği modüllerden bir tanesini ikinci oyuncuya anlatır. İkinci oyuncu da bu modülün nasıl olduğunu sorgular, çünkü bazı çözümler koşullara bağlıdır. Duruma göre ya birinci oyuncu elinde ne olduğunu detaylı bir şekilde anlatır, veya ikinci oyuncu ipleri eline alarak “Eğer şu varsa bunu yap, şöyleyse böyle yap” diye yönergelerde bulunur. Süre bitmeden bombada yer alan bütün modülleri çözmeniz gerekir.
Dört veya daha fazla kişiyseniz (uzaktan veya yan yana fark etmez) bombayı kim hızlı çözer tarzında bir iddiaya girebilirsiniz. Haliyle ortamda rekabet varsa, hele de en fazla üç hata yapabileceğiniz bir risk varsa eğlencenin dibine vuracağınız garantidir.
2) Korku-Gerilim Tadında Bir Macera: The Dark Pictures Anthology: Man of Medan
Serinin diğer oyunlarının da güzel olduğuna şüphem yok, fakat deneyimleme fırsatım olduğu için Man of Medan‘ı tercih ettim. Sevdiklerinizde bir aradaysanız ve bu oyuna sahipseniz tam bir film havasına gireceğinizden şüphem yok. Zaten oyunun yerel çok oyunculu (2-5 oyuncu gerektirir) adı da “Film Gecesi”.
Yaşanmış tuhaf ve ilginç oyunları seviyorsanız SS Ourang Medan‘ın hikayesini duymuşsunuzdur (detayları bilmek isteyenleri buradan geminin Wikipedia sayfasına davet edelim). 1940’larda bu isimde bir gemi, bütün mürettebatı “korkudan ölmüş” bir şekilde açık denizde bulunur. Yaz günü olmasına rağmen gemi bulunduğunda güvertesinin eksi sıcaklıklarda olduğu söylenir. Mürettebatın nasıl öldüğü hakkında en popüler görüş “kimyasal zehirlenme (karbonmonoksit veya başka gazlar) sonucu görülen halüsinasyonların sebep olduğu kalp krizi” olur. Çünkü geminin mürettebattan gizli bir şekilde kimyasal bir yük taşıdığı, muhtemelen tedbirsizlik yüzünden de gaz olarak bu kimyasalın gemiyi sardığı söylenir.
İşte Man of Medan’da da bu gemiyi inceleme fırsatına sahip olacaksınız. Dört arkadaş, bir tekne tutarak açıklara gider ve dalış yapar. Bu sırada “deniz magandaları” olarak nitelendirebileceğimiz kötü adamlar tekneyi basar. Arkadaşların denizin dibinde bulduğu kalıntıları inceleyen magandalar, “Mançurya Altını” olarak nitelendirilen bir hazinenin koordinatını bulur. Dört arkadaşı ve tekne kaptanını bu koordinata, yani SS Ourang Medan’a, rehin olarak götürüp hazineyi ararlar. Siz de bu beş kişiyi kontrol ederek olan biteni anlamaya çalışır, mümkünse “hiç kimsenin ölümüne sebep olmadan” bu tehlikeyi atlatmaya çalışırsınız.
Korku-gerilim ögelerini güzel bir şekilde işleyen oyun, aynı zamanda QTE’lere de yer veriyor. Yani sakın ola sinematik sanıp kendinizi salmayın, çünkü anlık olarak karşınızda belirtilen tuşlara basmanız gerekir. Şunu da aklınızda tutun ki bu QTE’leri kaçırmanız durumunda istenmeyen bir son ile karşılaşabilirsiniz.
3) Topluyken Oynanan Klasikler: NBA-FIFA-Tekken-Mortal Kombat-Street Fighter…
Rahatça “PlayStation kafe oyunları” olarak tanımlayabileceğim bu oyunları mutlaka biliyorsunuzdur. Her ne kadar klasik topluluk oyunları olsa da ortada rekabet olduğu için eğlenceli olacaktır. Sadece iki kişi oynayabileceğiniz oyunları ikiden çok kişiyseniz turnuva formatında oynayın. Böylece heyecanı ve rekabeti daha da arttırabilirsiniz. FIFA ve NBA gibi herkesin tek oyuncuyu kontrol edebileceği bir ortama sahipseniz de size şöyle bir tavsiyede bulunalım: Dünya yıldızlarını değil de istatiksel olarak oyunun en kötü oyuncularını/takımını seçin. Böylece “Senin karakterin iyi olduğu için kazandın!” gibi şikayetleri duymazsınız.
4) Şut Çekelim, Gol Atalım Ama FIFA’da Değil: Rocket League:
Espor sahnesinin büyüyemeye devam eden yıldızı Rocket League‘e yer vermemin en büyük sebeplerinden birkaçı; kafanızdaki hareketleri yapamadığınızda ortaya çıkan komik görüntüler ve oyunun ücretsiz olması. Çok basit bir mekaniğe sahip olan oyunda topu karşı kaleye atmaya çalışıyorsunuz. Fakat bunu yaparken küçük, uzaktan kumandalı arabaları kontrol ediyorsunuz. Ayrıca oyunun size sunduğu hızlanıdırıcılarla da uçarak, kaçarak, hatta rakiplerinizi patlatarak değişik pozisyonlara da girebilirsiniz.
5) “Ya, Şöyle Bir Durum Var. Biz 15 Kişiyiz ve Kendimize Uygun Oyun Bulamıyoruz” Diyenlere: Town of Salem:
Among Us akımı (çok şükür) öldü bitti. Sahne tekrar sosyal çıkarımın, entrikaların, kuyruklu yalanların başrolde olduğu Town of Salem‘da.
15 oyuncu oyuna girer ve oyun seçili moda göre herkese bir rol verir. Her rolün de kendisine özgü yetenekleri olur. Toplam üç ana gruba (Town, Mafia, Neutral) ayrılan rollerin kazanmak için farklı koşulları vardır. Town’lar köyde yer alan Mafia’ları yetenekler, sosyal çıkarımlar ve iletişimlerle öldürmeye veya gün içerisinde darağacına asmaya çalışır. Fakat hiçbir Town üyesi kimin hangi rolde olduğunu bilmez, bu yüzden gün içerisindeki bilgi paylaşımı onlar için büyük nitelik taşır. Mafia ise yalan dolanla, entrikalarla güven kazanmaya, gece herkesten gizli şekilde planlar yaparak Town üyelerini öldürmeye veya yanlış bilgilerle darağacına yollamaya çalışır. Neutral roller ise karakterlerinin kazanmak için gerektiği koşulları kendilerine hazırlamaya çalışır.
Oyunda toplam üç faz yer alır. Sabah olunca oyuncular kendi aralarında bilgi alışverişi yapar. Oylama zamanı gelince de şüpheli isimleri darağacına yollayıp sorguya çekerler, suçlu veya masum olduklarına karar verirler. Gece de herkes evine gidince birçok rol yeteneğini kullanır (mesela Mafia’nın tetikçisi hedefini vurmaya gider, Town’da yer alan dedektif belirlediği oyuncunun rolünü öğrenmeye çalışır). Ayrıca ölümlerin birçoğu gecenin son anlarında gerçekleşir.
Biraz karışık gözükse de oynayışa alıştıktan sonra Türk dizilerinde görmediğiniz entrikaları göreceğinizin garantisini verebilirim. Ayrıca rolünüz ne olursa olsun Will’inizi, yani vasiyetinizi güncel tutun, bulduğunuz sonuçları veya çıkarımlarınızı buraya not edin. Siz öldükten sonra vasiyetiniz oyunun seyrini değiştirebilir.
6) “Squid Game’in Modası Bizde Geçmedi”: Crab Game:
Dürüst olmak gerekirse bu listede oynamadığım tek oyun Crab Game. Fakat yakın çevremden duyduklarım ve oyunun Steam Oyun Ödülleri’nde aday gösterilmesi oyunu listeye ekleyecek kadar ikna etti.
Genel olarak eğlence sektöründe yılın en öne çıkanlarından biri kesinlikle Squid Game oldu. Öyle ki, bu akım giyim sektörünü bile etkiledi, iş yerleri Squid Game temalı ürünler çıkarmaya başladı. Haliyle oyun sektörü de bu akıma dahil oldu. Steam’de Dani adlı bir geliştirici dizideki oyunlardan ilham alarak oluşturduğu Crab Game’i ücretsiz olarak piyasaya sürdü. Oyun, kısa sürede büyük bir kitleye hitap etmeye başladı. Hatta bahsettiğimiz gibi, onca yapım arasından Steam’de “arkadaşlarınızla daha zevkli” ödülüne bile aday gösterildi. Siz de hala Squid Game’in modasının geçmediğini düşünüyorsanız Crab Game’i deneyebilirsiniz.
Yalnız Oyunculara Tavsiyeler
Yılbaşında herkes sevdikleriyle beraber olacak diye bir kural yok. Kendi başınıza da güzel zaman geçirerek yeni yılı karşılayabilirsiniz. Elbette tek oyunculara tavsiye edebileceğimiz oyunlar fazlasıyla kişisel tercihler. Zaten girişte bahsettiğim “editörün seçimi” oyunların çoğu da burada yer alıyor. Yalnız geçirdiğim yılbaşlarında oynamaktan nedense zevk aldığım oyunlara burada yer verdim.
1) Editörün Seçimi #1: Dishonored
Sebebini bilmiyorum fakat kış günlerinde Dishonored oynamaktan büyük zevk almışımdır. Kimi zaman gerilimle dolu, kimi zaman politik ögelerin yer aldığı bu oyunun kasvetli atmosferi sanırım beni içine çekiyor. Victoria dönemi-steampunk bir atmosfere sahip olan oyunda isimden de anlayabileceğiniz gibi kötü insanlar sizi “onursuzlaştırıyor”. Bunu yaparken de kraliçeye suikast düzenleyerek suçu size atıyorlar. İdam edilmeden önceki son akşam yemeğinizde hayatınız bir anda değişiyor. Masum olduğunuzu inanan bir grup, size bunu kanıtlamanız için bir şans veriyor. Ayrıca sizi o duruma sokan insanlardan intikam almanıza da olanak sağlıyorlar. İsterseniz önünüze geleni asıp kesin isterseniz de oyunda hiç kimseyi öldürmeden ilerleyin. Ne yapın edin, kaybettiğiniz onurunuzu geri kazanın.
Şunu da belirtelim ki öldürme seçimleriniz hikayenin akışını fazlasıyla değiştiriyor. Bol bol insan öldürerek ulaştığınız “yüksek kaos” size kötünün iyisi bir son verirken minimum öldürmeyle sürdürdüğünüz “düşük kaos” da isteyebileceğiniz en iyi sonu size sağlar.
2) Çok Uzun Olmayan Hikaye İsteyenlere: Spec Ops: The Line
2K’in yayıncılığını üstlendiği Spec Ops: The Line, kum fırtınasının yıkıp geçtiği Dubai’de geçiyor. Üçüncü şahıs nişancı türündeki bu oyunda asker olarak orada yer alan askerlerinizi kurtarmak için teröristlerle mücadele ediyorsunuz. Oynayış oldukça sıradan ve sıkıcı gelse de hikaye zamanla farklı bir boyuta ulaşıyor. En önemsiz gördüğünüz seçimleriniz bile bir anda oyuna etki edebiliyor. Yaptıklarınızın sonucunu ise oyunun sonunda anlıyorsunuz. Eğer fazla patavatsız davrandıysanız geliştirici ekibin isimleri ekranda akarken ellerinize bakıp “Ben ne yapmışım böyle…” triplerine girebilirsiniz bile.
3) Kara Mizahın Dibine Vurmak Mı: South Park Oyunları
Bölüm başına düşen kara mizahı sayıp bir liste oluştursak birinci sırada şüphesiz South Park yer alır. 2014’te oyun piyasasına girmek isteyen Trey Parker ve Matt Stone, South Park: The Stick of Truth ile oyuncuların ve dizinin hayranlarının karşısına çıktı. Bu ilk oyunda fantastik bir rol yapma oyunu oynamayan başlayan dizi karakterlerine mahalleye yeni taşınan bir ailenin çocuğu olarak katılıyoruz. Dilsiz gibi hiç konuşmayan karakterimiz, bir anda kendisini absürt olayların ortasında bulur. Örneğin ilk çatışmalarınızda karşı tarafın çocuklarıyla kapışırken daha sonrasında uzaylılarla bile savaşırken bulabilirsiniz.
Serinin ikinci oyununda yine aynı çocuk olarak devam ediyorsunuz. Fakat dizinin karakterleri artık bir önceki oyunlarından vazgeçiyor. Dizide de yer alan kendi süper kahraman ekiplerini kurarak Marvel tarzı bir evren oluşturuyorlar. Ve sonrasında tahmin edin ne oluyor, elbette siz de bu evrene dahil oluyorsunuz. Ayrıca South Park: The Fractured But Whole daha farklı bir çatışma sistemine sahip. Yani absürt olayları yaşamaya farklı bir çatışma sistemiyle dahil oluyorsunuz.
Elbette bu listemiz fazlasıyla kişisel ve oyunlar size hitap etmeyebilir. İster tavsiyelerimize uyun isterseniz bildiğiniz gibi takılın. Esportimes ailesi olarak tek isteğimiz sağlıklı, eğlenceli, huzur dolu bir yıl geçirmeniz. İyi seneler!
